18 Mayıs 2009 Pazartesi

Bu Ne Perhiz, Bu Ne Lahana Turşusu


Pazarlamayı yeni yeni öğrenen bir ülke olarak kendimizi vargücümüzle geliştirmeye çalışıyoruz. Aslında kayda değer işler yapmayı başardığımız da oluyor. Ancak pazarlama düşüncesini içine iyice sindirememiş olanlarımız; iyi bir logo tasarlasam ee bir de şöyle afili bir slogan bulsam tamamdır gözüyle bakıyor markalarına. Bunun en güzel örneklerini her gün geçtiğimiz sokaklarda, web sayfalarında ve dergi kapaklarında görmek mümkün. Ama son zamanlarda duyduğum en kötü sloganı Eurovision yarışması sırasında TRT reklamlarında duydum. Aslında önce duydum fakat kulaklarıma inanamadım. Ne yazık ki 2. duyuşum çok uzun sürmedi. Çünkü sağolsunlar çok güzel bir reklam yapmışçasına bir reklam arasına 2şer tane reklam vermişler. “Delta el zımbaları. Çaktı mı tam çakar, çaktı mı bırakmaz.” Kendi ürünlerinin en sağlam olduğunu üstüne basa basa anlatmak için bu sloganı buldukları besbelli. Bütün reklam boyunca da “Ne yapıştırmak ne dikmek, artık delta el zımbalarının zamanı” diyerek bize slogan için altyapı da hazırlıyorlar reklamda. Fakat merak ettiğim bir şey var; hiç kimse mi bunun ne kadar kötü, hatta bir de edebsizce algılanma ihtimalinin bu kadar yüksek olduğunu düşünemedi. Hele birde bunu reklamlaştırıp dev harflerle seyircilerinin gözüne sokmaya nasıl cesaret edildi. Türklerde deli cesareti var derler ya büyüklerimiz. Ben buna bazen inanmadan edemiyorum. Çünkü böyle bir şeyi değil marka sloganları olarak kullanıp 80 milyona göstermeyi, şirkete böyle bir slogan nasıl olur diye sormaya kim cesaret etmiş merak ediyorum. Üstüne bir de yelkenli logo tasarımları insana "Ne alaka şimdi" dedirten cinsten. O da büyük ihtimal ile bize bir şeyler bulsana ama şöyle kıyak bir logo olsun denilen bir tasarımcının ya da hiçbir şey bulamayan sevgili marka sahiplerinin internette yaptığı bir sörf sonucu ortaya çıkan bir fikir olsa gerek. Birbiriyle uzaktan yakından alakası olmayan logoları, sloganları ve reklamları öğrendiğimiz tüm pazarlama kuramlarına adeta meydan okuyor. Bunları gördükçe ülkece gidecek çok yolumuzun, öğrenmemiz gereken çok şeyimizin olduğunu anlıyoruz… Umarım artık babamın kurduğu şirkete bir logo tasarlatıyım, bir de slogan buldurtayım, sonra da ülkeye açılayım mantığını aşıp; bu işi bilenlere, profesyonellere bırakmayı öğreniriz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder