28 Nisan 2009 Salı
Pazarda Pazarlamasız Satış Taktiği :)
13 Nisan 2009 Pazartesi
Denizbank'ın Yeni Reklam Projesi
Reklam fiyatlarının gerilemesinin etkisiyle krizi fırsata çevirmek isteyen Denizbank, Beyazıt Öztürk ve Erdal Özyağcılar'la markasına yatırım yapmak üzere anlaştı. Denizbank'ın yeni dönem kampanya yüzleri olan Erdal Özyağcılar ile Beyazıt Öztürk, reklam filmi için Maldivler'de kamera karşısına geçtiler. Maldivler'de yapılan çekimlerde Özyağcılar Robinson Cruose, Beyazıt Öztürk ise Cuma karakterine girdiler.
Yeni reklam ve marka stratejilerinin tanıtıldığı basın toplantısında konuşan Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Müdürü Hakan Ateş, krize rağmen hedefleri doğrultusunda ilerlemeye devam ettiklerini belirterek yeni stratejilerini şöyle açıkladı; 'Büyük hedeflere ulaşma yolunda markamıza büyük bir yatırım yapmak için harekete geçiyoruz. Böylelikle sahip olduğumuz gerçek gücü geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlıyoruz. Yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığımız bu strateji ve iletişimin meyvelerini kısa sürede toplayacağımıza inanıyorum.'
Ateş, Marka stratejisi etrafında Beyaz ve Erdal Özyağcılar'ın Denizbank'ın yeni yüzleri olduğunu belirterek, 'Beyaz ve Özyağcılar'ın Türk halkı üzerinde oluşturacağı sıcak hisler ve esprili kişilikleri Denizbank'a çok önemli katkılar sağlayacak. Yeni yüzlerimizle Türkiye'nin ilk 5 özel sektör bankası arasında yer alma hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz' dedi.
2.5 milyon müşterisi, 330 bin KOBİ'si, 230 bin tarım işletmecisi, 20 bine yaklaşan kurumsal ve ticari müşterisi bulunan Denizbank, müşterileri için ürettiği ürün ve hizmetleri kamuoyuna daha iyi anlatmak için böyle bir yol seçmiş.
Denizbank bir yıl boyunca sürecek olan ve 21 ayrı hikayenin yer alacağı bu reklam kampanyası ile, sektörün en yaratıcı reklamlarını yapan Garanti Bankasına sıkı bir rakip olacağa benziyor. Denizbank’ın bu kampanyası ne kadar başarılı olacak ve istedikleri hedefe ulaşılabilecekler mi zaman içinde öğreneceğiz…
1 Nisan 2009 Çarşamba
EŞİ Benzeri Görülmeyen TÜKETİCİ Şikayeti
Geçen gece bir programda TÜDER Genel Başkanı Emekli Öğretim Görevlisi Engin Başaran'a rastladım. Haklarımızdan, kendilerine gelen şikayetlerden ve başlarına gelen ilginç olaylardan bahsediyorlardı. Ve bende bloğumuzu süsleyecek bir haber bekliyordum ki ilki geldi. Engin Başaran geçtiğimiz aylarda bir halı yıkama servisine iki halısını bırakmış, geri almak için de belge olarak sadece halıların kaç metrekare olduğunu belirten bir kağıt parçası almış. Bir hafta içinde gelmesi gereken haber on günün sonunda hala gelmeyince servise gitmiş. Bir halısını temizlenmiş bir şekilde bulurken kendisine diğer halısının kaybolduğunu ve karşılığında kendisine orta halli altı metrekare bir halının ücretinin ödeneceği söylenmiş. Sorun şu ki; bahsettiğimiz halı antika ve çok değerli bir çin halısı. Ama tabi bu detaylar elinde bir belge olarak bulunmadığından yapabileceği bir şey kalmamış. (Dinlerken de garip gelmişti ama tekrar düşünce Tüder Başkanının bu şekilde bir hata yapması gerçekten de çok enteresan)
Sonrasında satılma ihtimaline karşılık (nihayetinde altı metrekare bir halıdan bahsediyoruz, kaybetmesi zor olsa gerek ! ) bu tarz halılar satan birkaç mağaza gezdikten sonra halısını bulmuş, servisle yüzleştirip halısına kavuşmuş. Bu anlattıkları arasında en ilginciydi, taa ki Tüketici Şikayet Hattına doğudan gelen bir telefondan bahsedene kadar. Telefondaki sesten gelen sual dehşet vericiydi. Tam olarak şöyle demiş: 'O kadar başlık parası verdim, bir kadın aldım ama defolu çıktı. Başlık paramı nasıl geri alabilirim?'. Saba Tümer'in yüzündeki şaşkınlık ifadesini görmeniz lazımdı. O tepki veremediğinden Engin Başaran anlatmaya devam etti. Beyefendiye !! yardım edemeyeceklerini açıklamışlar (doğal olarak ve nazikçe). Ama zavallı adam bunun bir hak olduğunu düşünüyormuş ve çirkinleşerek ısrarla tekrar sormuş. Tabi ki cevabını alamadan kapatmak zorunda kalmış. Bunun yanlışlığının ne kadar üst boyutta olduğunun farkında olan Saba Tümer ve Engin Başaran tarafından adama verip veriştirildi. Bizde onların yaptığı gibi hatta canlı yayında olmayışın verdiği rahatlıkla adamın kulaklarını bol bol çınlattık. Tüketici hakları bilincinin bu kadar oturmuş olup bir kadının da mal olarak görülemeyeceğinin hala anlaşılmamış olması da ayrı bir tezatlık. (Gerçi olaya adamın gözünden bakarsak iş değişiyor tabi, o zaten TÜKETMEK ! için evlenmiş) Fakat ne yazık ki bu özellikle Doğu Bölgelerimizde ve Anadolu'da yaşanan bir Türkiye gerçeği...
Sonrasında satılma ihtimaline karşılık (nihayetinde altı metrekare bir halıdan bahsediyoruz, kaybetmesi zor olsa gerek ! ) bu tarz halılar satan birkaç mağaza gezdikten sonra halısını bulmuş, servisle yüzleştirip halısına kavuşmuş. Bu anlattıkları arasında en ilginciydi, taa ki Tüketici Şikayet Hattına doğudan gelen bir telefondan bahsedene kadar. Telefondaki sesten gelen sual dehşet vericiydi. Tam olarak şöyle demiş: 'O kadar başlık parası verdim, bir kadın aldım ama defolu çıktı. Başlık paramı nasıl geri alabilirim?'. Saba Tümer'in yüzündeki şaşkınlık ifadesini görmeniz lazımdı. O tepki veremediğinden Engin Başaran anlatmaya devam etti. Beyefendiye !! yardım edemeyeceklerini açıklamışlar (doğal olarak ve nazikçe). Ama zavallı adam bunun bir hak olduğunu düşünüyormuş ve çirkinleşerek ısrarla tekrar sormuş. Tabi ki cevabını alamadan kapatmak zorunda kalmış. Bunun yanlışlığının ne kadar üst boyutta olduğunun farkında olan Saba Tümer ve Engin Başaran tarafından adama verip veriştirildi. Bizde onların yaptığı gibi hatta canlı yayında olmayışın verdiği rahatlıkla adamın kulaklarını bol bol çınlattık. Tüketici hakları bilincinin bu kadar oturmuş olup bir kadının da mal olarak görülemeyeceğinin hala anlaşılmamış olması da ayrı bir tezatlık. (Gerçi olaya adamın gözünden bakarsak iş değişiyor tabi, o zaten TÜKETMEK ! için evlenmiş) Fakat ne yazık ki bu özellikle Doğu Bölgelerimizde ve Anadolu'da yaşanan bir Türkiye gerçeği...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)